Adalet Meslek Yüksekokulu
TÜRKİYE, RİSKLERE AÇIK HALDE!
ABD ekonomisinin krizden çıktığına yönelik işaretlerin arttığını belirten uzmanlar, likitide bolluğunun sonunun geldiğini vurguluyor. ABD’nin 2008 yılından bu yana uyguladığı genişlemeci para politikası nedeniyle dünya ekonomisine likidite bolluğu yaşattığını, bu politikadan vazgeçilmesiyle Türkiye ekonomisinin “ani duruş” dâhil bütün risklere açık hale geleceği belirtiliyor.
İzmir Ekonomi Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yetkiner, ABD’nin uyguladığı genişlemeci para politikası nedeniyle yurtdışı tasarruflara büyük ihtiyaç duyan Türkiye gibi ekonomilerin kendilerine ucuz fon bulabildiğini söyledi. Prof. Dr. Yetkiner, “ABD’de faizlerin her an artması söz konusu iken Türkiye’nin düşürmeye çalışması Türkiye ekonomisini “ani duruş” dâhil her türlü riske açık hale getirmektedir. Türkiye ekonomisinin cari açığı finanse etmek için ihtiyaç duyduğu fonların ani şekilde kesilmesi ve TL’de çok hızlı bir değer kaybının ekonomi üzerinde yol açacağı zararları şu anda kestirmek mümkün değildir. Dolar 2,10-2,20 aralığında kararlı davranış gösterirken izlenebilecek en iyi strateji “bekle-gör” stratejisidir. ABD’nin faizleri hangi hızda artıracağını görmeden faizlere yapılacak bir müdahale rasyonel olmayacaktır” dedi.
‘ABD ekonomisi krizden çıktı’
ABD ekonomisinin toparlandığı yönünde pek çok işaretin bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Yetkiner, işsizlik oranı ve reel GSYH büyüme oranları bu iyileşmeyi çok net bir şekilde gösterdiğini söyledi. Bu ülkede, Mart ayı itibariyle işsizlik rakamlarının yüzde 6,7 olduğunun görüldüğünü ifade eden Prof. Dr. Yetkiner, ABD’nin ortalama yıllık işsizlik oranının 1950-2013 yılları arasında yüzde 5,5 olduğunu, bu oranların ülkenin emek piyasasının hızla şekilde toparlandığını gösterdiğini belirtti. ABD’nin tarihsel yıllık büyüme ortalamasının yüzde 2’den fazla olduğunu, veriler doğrultusunda bu ülkenin ekonomisinin krizden çıktığının söylenebileceğini bildiren Prof. Dr. Yetkiner, “ABD Merkez Bankası FED’de makro göstergelerin iyileşme belirtileri göstermesi ile birlikte 2013 yılı Mayıs ayında kademeli olarak tahvil alımlarını azaltacağını ilan etti. Mart 2014 tarihi itibarı ile tahvil alımları aylık 55 milyar dolara düştü. Muhtemelen 2014 yılı içinde parasal genişleme son bulacak. Dolayısıyla ABD’de faizlerin artmaya başlamasını beklemek gerekir. Bunun dünya ekonomisi açısından anlamı likidite bolluğunun yani ucuz paranın sonuna gelindiğidir. Bu durumdan en çok etkilenecek ülkelerden birisi yapısal nedenlerle kararlı bir şekilde cari açık veren Türkiye ekonomisi olacaktır.”