Adalet Meslek Yüksekokulu
Antarktika'daki bilim insanları için yapılar tasarlandı
İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü öğrencileri, Güney Kutup Bölgesi’nde araştırma yapan bilim insanları için yapılar tasarladı. Gençler, bölgenin hava koşullarının yanı sıra, zemin yapısı, lojistik ve sürdürülebilirlik unsurlarını da göz önüne aldı.
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde, (İEÜ) Güney Kutup Bölgesi’ni de içine alan Antarktika’daki bilim insanlarının ihtiyaçlarına cevap verebilen yapılar tasarlandı. Araştırmacıların temel barınma sorununu çözmekle kalmayan, zorlu hava ve zemin koşullarına uyum sağlayabilen, tüketilecek gıdaların yetiştirilmesine olanak sağlayan yapılar, aynı zamanda lojistik bakımdan da avantajlı biçimde tasarlandı. İEÜ Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi (GSTF) Mimarlık Bölümü 2. sınıf öğrencileri Hilal Kaleli, Ecem Turnagöl ve Sevay Yanık, doğadaki canlılardan esinlenerek oluşturdukları tasarımları 3 boyutlu yazıcılarla ölçekli olarak modelledi. Kaleli, tasarımında süt otu olarak bilinen bir bitkiden esinlendiğini belirterek, “Tasarladığım yapıları içine alan, yalıtım ve diğer yapılarla birleşmeyi sağlayan harici bir konstrüksiyon var. Bu, daha sonraki ihtiyaçlar doğrultusunda araştırma üssünün istenilen biçimde genişlemesine olanak veriyor.” dedi. Turnagöl ise “Ben tasarımımı yaparken albatros kuşlarından ilham aldım. Onlar hayatlarının büyük kısmını suda geçiriyorlar. Güney Kutbu’nda da buzların kırılma tehlikesine karşı, yüzebilen bir yapı tasarladım. Tasarımımın bir özelliği de, özel filtreler aracılığıyla deniz suyundan kullanılabilir su elde etmesi.” diye konuştu. Kutup ayılarının kürkünden esinlenerek kar birikintilerine karşı direnç gösteren ve kar tutmayan bir tasarım yapan Yanık ise, “Tasarladığım yapıların merkezleri çevresine daha ufak odalar ve laboratuvarlar ekleniyor. Yapı bu şekilde genişleyerek ihtiyaçlar çerçevesinde yeni merkezlere sahip olabiliyor.” dedi.
Sosyal İhtiyaçlar ve Sürdürülebilirlik Önemli
Temel ihtiyaçların dışında, bu ortamlarda bulunacak insanların sosyalleşme ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Kaleli, “Sadece laboratuvarlar ve yatacak yer bulunan bir üs, bilim insanlarının verimli çalışmalar yapması için yeterli olmuyor. Bu nedenle araştırmacı sayısı arttıkça onların birbirleriyle iletişim kurabileceği ortamlara da ihtiyaç doğuyor.” dedi. Turnagöl, Antarktika’daki kısıtlı kaynağın iyi değerlendirilmesi ve sürdürülebilir olması için yenilenebilir enerji sistemleri kullanılacağını söylerken, Yanık da “Bu yapılarda kalarak araştırmalarını sürdüren bilim insanlarının yiyeceği gıdalar, özel alanlarda yetiştirilebilecek. Böylece araştırma üssüne sürekli ihtiyaç maddesi taşınması gerekmeyecek. Bu yapılar, zorlu koşullarda, ulaşımın sağlanamadığı zamanlarda da çalışmaların devamlılığını sağlayacak.” diye konuştu.